18 Ağustos 2017 Cuma

Kurban Bayramında Alınabilecek En Güzel Hediye

Kurban Bayramı’nda sevdiklerinizi ziyaret ederken, yıllar boyunca kullanabilecekleri pratik bir hediye de vermeye ne dersiniz? Yalnız uyarayım; bu hediye o kadar güzel ve kullanışlı ki, kendinize saklamak isteyebilirsiniz! Derin dondurucular son derece faydalı cihazlar ve özellikle Kurban Bayramı gibi dönemlerde büyük bir sorunu çözüyorlar: Uzun süreli gıda depolama. Geçen bayram bir derin dondurucu kullanmanın ne denli önemli olduğunu anladım, zira etlerimin çoğunu (bozulmasınlar diye) hemen tüketmek, tüketemediklerimi de dağıtmak zorunda kaldım. Buzdolapları uzun süreli gıda depolamak için uygun bir çözüm değil, en fazla bir hafta içinde et tüm tazeliğini yitiriyor, hatta bozulmaya başlıyor.
Derin dondurucular ile böyle tanıştım ve uzun bir araştırmadan sonra, tercihimi yatay derin dondurucu modellerinden yana kullandım. Yatay olmaları kapaklarının üst kısımda olması anlamına geliyor. Bu tasarım son derece kullanışlı ve pratik: Muazzam bir kullanım rahatlığı ve depolama alanı yaratıyor. Marka konusunda seçim yaparken hiç tereddüt etmedim ve Uğur Soğutma markasını seçtim. Türkiye’nin ilk ve en büyük derin dondurucu üreticisi olan Uğur Soğutma, 63 yıldan bu yana piyasadaki en kaliteli ve en sağlam derin dondurucuları üretiyor. Renk konusunda beyaz ile sınırlı olduğumu düşünüyordum ancak şaşırtıcı bir şekilde çok sayıda renk seçeneğim olduğunu fark ettim. UED 210 A++ isimli model, birden fazla renk seçeneği içeriyor ve ben en çok mor ile gümüş renklerini beğendim. Açıkçası halen karar vermiş değilim ama mor rengi seçecek gibiyim – çok şık duruyor!
 
Tek özelliği şık durması değil elbette, 190 litre iç hacmi var ve emin olun sadece sizin değil, tüm akrabalarınızın gıdalarını depolamak için fazlasıyla yetiyor! UED 210 A++ enerji sınıfına giren bir model, yani hemen hiç enerji harcamıyor ve elektrik faturasının artmasına neden olmuyor. Dolap içi LED aydınlatma sistemi ve elektrik kesilse bile 48 saat boyunca gıdaları korumaya devam etmesi, sevdiğim diğer özellikler arasında yer alıyor. Bu yılki etleri bir sonraki bayrama dek ilk günkü tazelikleri ile depolamaya kararlıyım: UED 210 A++ derin dondurucu sayesinde bu mümkün oluyor! Satın almak isteyenler için bir ipucu da vereyim: http://satis.ugur.com.tr adresinden sipariş verir ve satın alma işlemleri sırasında UGURGUMUS veya UGURMOR indirim kodunu kullanırsanız, ekstra %5 indirim elde ediyorsunuz. Kampanya hakkında detaylı bilgi için BURAYA tıklayabilirsiniz.
                                        
Bir boomads advertorial içeriğidir.

27 Eylül 2016 Salı

Osmanlı Mutfağı


Üç kıta üzerine yayılmış olan Osmanlı İmparatorluğu, etkileşime girmiş olduğu pek çok farklı farklı kültürün etkisiyle zaman içerisinde zengin ve detaylı bir mutfak kültürü ortaya çıkarmıştır.
Yüzyıllar boyunca geniş coğrafyalarda hüküm sürmüş ve farklı medeniyetleri tek çatı altında toplamış Osmanlı İmparatorluğu, mutfağı ile de eşsiz bir örnek teşkil ediyor. Orta Asya, Balkanlar, Orta Doğu ve İslam coğrafyası ile Akdeniz ve Avrupa mutfaklarının harmanlanması sonucu oluşan Osmanlı mutfağının şahikasını ise Osmanlı saray mutfağı oluşturuyor. Aslında temelinde sadelikten yana mütevazı bir anlayışa sahip olan İmparatorluk mutfağı, devletin güçlenip zenginleşmesi ile birlikte etkileşime girdiği tüm kültürlere ait mutfakların en ihtişamlı ve gösterişli örneklerinin incelikli bir şekilde yorumlandığı bir okul hâline gelmiştir.

Genel Hatları ile Osmanlı Mutfağı
Birçok farklı kültürün bir araya gelerek oluşturduğu Osmanlı mutfağı, çeşitlilik bakımından dünyanın en geniş yelpazesine sahip mutfakları arasında gösteriliyor. Ancak, genel hatlarıyla bakıldığında Suriye mutfağının ağırlığını hissediyorsunuz. Elbette diğer mutfakların ve Türk mutfağının da izleri görülüyor ama yoğunlukla Orta Doğu kültürü daha baskın konumda yer alıyor.
Osmanlı Dönemi'nin aşçı loncaları, tariflerini bir sır gibi sakladıkları için bu görkemli ve çok çeşitli mutfak, günümüzde tam anlamıyla bilinmiyor. Ama Osmanlı mutfağı; et yemeklerinin bol olduğu, tatlı ve kahve tüketiminin ön plana çıktığı bir mutfak olarak değerlendiriliyor.
Osmanlı Mutfağı Özellikleri
"Matbah-ı Âmire" denilen saray mutfağı, padişah yemeklerinin yapıldığı ve çalışanlarından başka kimsenin giremediği bir yer olarak biliniyor. Saray mutfağının; yemek kokularının ve tatlarının birbirine karışmaması ve her yemeğin lezzetinin net olarak anlaşılması için sekiz ayrı bölüme ayrıldığı görülüyor. Fatih Sultan Mehmet zamanında yapılan bu mutfakta aşçıların, kebapçıların, tatlıcıların, çorbacıların kendi uzmanlık alanlarına göre farklı bölümlerde çalıştıkları biliniyor.
Et yemeklerinin ağırlıklı olduğu bu mutfakta özellikle koyun eti ve keçi eti kullanılıyor. "Hünkar beğendi", "sultan kebabı", "Osmanlı böreği" ve "molla kebabı" gibi yemek tarifleri bu mutfağın bilinen en özel yemeklerinden birkaçı olarak karşımıza çıkıyor.

 Bunun yanı sıra çeşitli av hayvanları ve kümes hayvanlarının da gelen elçilere özel ikramlar halinde sunulması, misafirperverliğin ne denli önemli olduğunu vurgulayan ayrıntılar oluyor.


Et yemekleri dışında balık eti de Osmanlı mutfağını süsleyen yemekler arasında yer alıyor. Özellikle Fatih Sultan Mehmet'in havyar, ıstakoz ve karides ile yapılan sunumları ve yemekleri sevdiği biliniyor.

Osmanlı Mutfağında Tatlının Yeri
Bu dönemde tatlı ve tatlı yapımı, önemli bir rol oynuyor. Büyük bir beceri gerektiren tatlılar, helvahanede bulunan ve özellikle maharetli aşçılar arasından seçilen ustalar tarafından yapıldığı biliniyor. Dönemin ustalarının, tatlı ihtiyacını ise şeker yerine baldan karşıladığı söyleniyor. Ramazan aylarında güllaç, özel günlerde ise aşure yapıldığı da notlar arasında yer alıyor. Baklava ve kadayıfın ise şimdiki kadar kolay yapılamadığı için çok nadide birer tatlı olarak görüldüğü ve çok özel günlerde yapıldığı biliniyor.

9 Mart 2015 Pazartesi

Mucize Kadınlar...

Migros Ailesi olarak çok iyi biliyoruz ki, bir yere kadın eli değdi mi orada imkansız diye bir şey yoktur. Bizler de 9.000 kadın çalışanımızla, Türkiye’nin en çok kadın çalışanına sahip şirketlerinden biri olarak, içimizde fark yaratan 5 kadın çalışanımızı seçtik ve yanımıza da Türkiye’de fark yaratmış 5 öncü kadın rol modelini aldık. Her biri alanlarında fark yaratmış ve yeniliklere imza atmış Mucize Kadınlarımızın hikayelerini, Türkiye’de fark yaratmış yazarımız Ayşe Arman’ın kaleminden paylaşarak, siz değerli müşterilerimize sunuyoruz.
8 Mart’tan itibaren, #KadinEliDeğince hikayeleri ile Ayşe Arman’ın röportajlarını okumak için tüm Migros mağazalarımızdan “Mucize Kadınlar” dergimizi ücretsiz alabilir veya online olarak dergimize http://www.migros.com.tr/dunya_kadinlar_gunu sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Paylaşmak ve fark yaratmak hepimize iyi gelecek! Fark yaratan hikayelerinizi, hep birlikte paylaşmak için #KadinEliDeğince hashtagi ile tweetlerinizi bekliyoruz.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’müz kutlu ve mutlu olsun!
https://twitter.com/Migros_Turkiye
Bir boomads advertorial içeriğidir.

12 Şubat 2015 Perşembe

YOĞURTLU BUĞDAY SALATASI...

Bol yağışlı İstanbul dan herkese bol bol selamlar..  Yazmaya ara verince insan nasıl giriş yapacağını bilemiyor. En iyisi konuya hemen girmek :) Bugün sizinle geçen ay kuzen gününde yaptığım yoğurtlu buğday salatasının tarifini paylaşacağım. Hem çok lezzetli hem de çok doyurucu. Buyurun bakalım...
Malzemelerimiz:
Yarım kilo aşurelik buğday
1,5 su bardağı haşlanmış veya konserve mısır
7-8 adet salatalık turşusu
2,5 su bardağı yoğurt
3-4 kaşık mayonez
tuz, pul biber arzuya göre sarımsak 

Hazırlanışı:
Buğdayları bir gece önceden üzerini geçecek suda bekletiyoruz.
Sonra varsa zaman kazanmak için düdüklü tencerede yoksa normal tencerede haşlayıp pişiriyoruz.
Pişirdikten sonra süzüyoruz. Yapış yapış olmaması için üzerinden su geçiriyoruz.
İyice süzüldükten sonra geniş bir kaba alıyoruz.
İçine mısırı ince ince doğradığımız salatalık turşularını, mayonezle iyice karıştırdığımız yoğurdu, tuzunu pul biberi de ip güzelce ilave edip güzelce karıştırıyoruz.
Servis kabımıza alıp süslüyoruz.

Afiyet olsun. Sevgiler...

13 Ekim 2014 Pazartesi

TRABZON/CENNET HURMALI MUHALLEBİ...

Upuzun bir aradan sonra merhabalar.
Aranızda beni merak edip soranlar oldu. Önemseyip düşünenlere çok teşekkürler. Yaz ayının rehaveti daha da önemlisi kardeşimin düğün hazırlıkları koşuşturması nedeniyle bir kaç ay ayrı kaldık. Allah kötü ayrılıklar vermesin. Benim ki güzel nedenlerin ayrılığı oldu. Birkaç iftar hazırlığı dışında bu sürede pek de mutfağa girmedim. Bu sabah kahvaltı esnasında camdan hurmalarla bakışırken birşeyler yapıp blogla paylaşmanın zamanı geldi dedim:) Ne yapabilirim derken tarif tamamen kendiliğinden çıktı. Sütlü tatlıları ve hurmayı sevenlerin beğeneceği bir lezzet oldu. Şimdi gelelim tarifimize :)
Malzemelerimiz:
1 litre süt 
3 yemek kaşığı un
2 yemek kaşığı nişasta
1,5 su bardağı toz şeker
1 paket vanilya
1 paket krem şanti ve çırpmak için bir bardak süt

Hurmalı sos için:
5 adet iyi olmuş Trabzon hurması
3 yemek kaşığı ince çekilmiş fındık veya ceviz
2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:
İlk önce muhallebiyi yapmaya başlıyoruz. 
Süt hariç bütün malzemeleri pişireceğimiz tencerede koyup karıştırıyoruz.
Elimize bir tel çırpıcı alıyoruz. Sütü de azar azar ilave ederek bir güzel karıştırıyoruz.
Daha sonra orta ateşte sürekli karıştırarak pişiriyoruz.
Kaynamaya başlayıp piştiğinde ateşten alıyoruz.
Diğer tarafta 1 paket krem şantiyi 1 bardak sütle mikserle çırparak hazırlıyoruz.
Hazırladığımız krem şantiyi sıcak halde ki  muhallebinin içine döküp mikserle güzelce çırpıyoruz.
Servis edeceğimiz kuplarımıza üzeri iki parmak boş kalacak şekilde boşaltıyoruz.
Hurmalarımızın kabuğunu soyup çekirdeğini çıkarıp derin bir kaseye koyuyoruz.
Üzerine balını da ilave edip blenderla güzelce parçalıyoruz.
Daha sonra fındığını da ilave edip kaşıkla karıştırıyoruz.
Muhallebilerin üzerine döküp buz dolabında soğuttuktan sonra servis ediyoruz.

Afiyet olsun. Sevgiler...

30 Mayıs 2014 Cuma

ÇİLEKLİ TART/MUHALLEBİLİ ÇİLEKLİ KEK...

Merhaba, geçen günlerde Asya'yla teyze yeğen günü yaptık. Bir şeyler çırpmayı seven Asya, kek yapalım  mı teyze deyince hadi gel yapalım diye girdik mutfağa. Evde olan çilekleri de değerlendirmek isteyince tarif kendiliğinden çıktı.  Biz de herkes çok sevdi. 
Keki için malzemelerimiz:
2 adet yumurta 
1 su bardağı toz şeker
yarım su bardağı sıvı yağ
yarım su bardağı yoğurt
1 adet kabartma tozu
aldığı kadar un

Muhallebisi için:
3 yemek kaşığı un
5 yemek kaşığı şeker
3 su bardağı süt
1 adet vanilya

Üzeri için yarım kilo çilek

Hazırlanışı:
Yumurta ve şekeri karıştırma kabımız da en az beş dakika mikserle çırpıyoruz.
Daha sonra sıvı yağ ve yoğurdu ilave edip mikseri çalıştırmadan uçlarıyla karıştırıyoruz.
Kabartma tozuyla beraber azar azar un ilave ediyoruz. Kek kıvamına gelene kadar un ilave edip karıştırıyoruz.
Önceden her tarafını güzelce yağladığımız tart kalıbına yoksa yuvarlak bir borcam tepsiye döküyoruz.
Kekin kalıbımızdan dağılmadan çıkması için burayı tıklayıp linkteki önemli not kısmını okuyunuz.
170 derecede ayarladığımız fırınımızda üzeri kızarıp içi pişene kadar pişiriyoruz.
Kekimiz piştikten sonra ters çevirip soğumaya bırakıyoruz.
Bizde o arada muhallebimizi yapmaya başlıyoruz.
Tenceremizin içine süt hariç bütün malzemeleri koyuyoruz.
Sütü de azar azar ilave ederek tel çırpıcı yardımıyla güzelce karıştırıyoruz.
Ocağa alıyoruz sürekli karıştırarak kaynayana kadar pişiriyoruz.
Ocaktan alıyoruz bir iki dakika bekleyip harı gittikten sonra kekimizin üzerine güzelce yayıyoruz.
Muhallebisi soğuduktan sonra uzunlamasına ince doğradığımız çilekleri yerleştiriyoruz.
Arzu ederseniz üzerine pudra şekeri de serpebilirsiniz.

Afiyet olsun. Sevgiler...

7 Mayıs 2014 Çarşamba

PASTANE USULÜ TUZLU KURABİYE...

Merhaba bugün size çay saatleriniz için çok güzel bir tuzlu kurabiye tarifim var. Bu tarifi sevgili Sahrap Soysal' da görüp not almıştım. Geçe gün annemin kurs arkadaşları için denedim. Herkes tarafından çok beğenildi. Bakalım sizler beğenecek misiniz?
Malzemelerimiz:
125 gr. margarin veya tereyağı(oda sıcaklığında yumuşamış olacak)
2 yemek kaşığı toz şeker
yarım su bardağı süt
1 paket kabartma tozu
4 su bardağı un
1 su bardağından 1 parmak az sıvı yağ
2 çay kaşığı tuz

Üzeri için:
1 adet yumurta sarısı
susam veya çörek otu 

Hazırlanışı:
Un hariç bütün malzemeleri yoğurma kabımıza alıyoruz karıştırıyoruz. 
Unu da ilave edip kulak memesi yumuşaklığında güzelce yoğuruyoruz.
Hafif nemli bezle örtüyoruz. Yaklaşık 20 dakika kadar dinlendiriyoruz.
Hamuru merdane yardımıyla tezgahımızda  yarım santim kalınlığında açıyoruz.
Çay bardağının ağız kısmıyla şekillendiriyoruz.
Pişirme kağıdı serdiğimiz yada yağladığımız tepsiye diziyoruz.
Üzerine yumurta sarısı sürüyoruz.
Susam veya çörek otu serpiyoruz.
180 derece ayarladığımız fırınımızda üstleri kızarana kadar pişiriyoruz.

Afiyet olsun. Sevgiler..
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...