30 Kasım 2012 Cuma

MANTARLI MAKARNA...

    Merhaba, bu aralar sizleri çok ihmal ediyorum farkındayım. Ama çok geçerli mazeretlerim vaaar:)) Kız kardeşimin doğum hazırlıkları ve koşuşturmacası sizleri biraz boşlamama neden oldu. Son haftaya girdik.  Allah'ın izniyle önümüzde ki çarşamba günü Ayşenil' imiz kucağımızda olacak:) Sekizinci kez teyze olacağım ama her seferinde ilkmiş gibi çok heyecanlanıyorum. Ayrıca artık hala da olmak istiyoruuuum:(  Yeni doğan her bebekle ailemiz biraz daha büyüyor. Özellikle kardeşler toplandığımızda  her taraftan çocuklar çıkıyor. Bir araya geldiklerinde yaramazlıkları dayanılmaz olabiliyor ama o kadar sevimliler ki hemen unutabiliyoruz. Ayşenilin doğumuyla erkek egemen olan yeğenlerimin sayısı eşitlenmiş olacak:) Bütün yeğenlerimi çok seviyorum ama kızlara sanki daha yakın gibiyim, itiraf ediyorum.
Neyse bu kadar sohbet yeter tarifimize geçelim. Bugün size çok güzel bir makarna tarifim var. Benim en sevdiklerimden.. 
Malzemelerimiz:
1 paket makarna
2 paket mantar(yaklaşık 800 gr.)
3 adet orta boy kuru soğan
2 diş sarımsak
yarım çay bardağı sıvı yağ
tuz, karabiber, pul biber,

Hazırlanışı:
Makarnamızı istediğimiz diriliğe göre tuz ilave edip, haşlayıp süzüyoruz.
Soğanlarımızı piyazlık olacak şekilde doğruyoruz.
Üzerine yarım çay bardağı sıvı yağla pembeleşinceye kadar kavuruyoruz.
Mantarlarımızı güzelce yıkayıp doğruyoruz.
Pembeleşen soğanlarımızın üzerine ilave edip güzelce karıştırıyoruz.
Sarımsağı ezip ilave diyoruz. Kapağını kapatıp, ocağın altını kısıyoruz.
Yaklaşık 5-10 dakika kadar ara ara karıştırarak pişiriyoruz. 
Baharatlarını ve tuzunu ilave ediyoruz.(arzuya göre küçük bir paket krema ekleyebilirsiniz. Ben pek tercih etmiyorum kalorisini daha da çoğaltmamak için)
Makarnalarımızı 2-3 kaşık sıvı yağla kavuruyoruz.
İsterseniz mantarlı içi komple makarnayla karıştırabilirsiniz, yada benim gibi üzerine koyup kaşar peyniri rendesi serperek de servis edebilirsiniz.

Afiyet olsun. Sevgiler..

29 Kasım 2012 Perşembe

unnado.com'dan Başkasını Yemezler!

Bilen bilir, gören görür; unnado.com ile alışverişe çıkan hep en uygun fiyatlısını bulur! Yalnız şimdiden uyarayım, bu alışveriş kulübünde dolaşırken kendinizi  kaybedebilirsiniz. Kendiniz ve çocuğunuz için alışveriş yapmaya doyamayacağınız unnado.com, ebeveyn olmaya doğru giden yolu bakın nasıl anlatmış!



Bu leziz videonun sahibi unnado.com; bakmaya doyamayacağınız, gezerken içinizin gideceği, ailelere özel bir alışveriş kulübü... Birbirinden sevimli ürünleri ve özel kampanyalarıyla unnado.com ’da tadından yenmez bir alışverişe çıkmaya hazır olun! Çocuğunuzun ihtiyaçlarını a’dan z’ye düşünen bu kulüpte alışveriş yapmanın tadı damağınızda kalıyor.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

27 Kasım 2012 Salı

AŞURE....

    Merhaba, malum aşure ayı içindeyiz. Bu günlerde her yerde aşure var diyebilirim:) Bende sizinle annemin yaptığı aşureyi paylaşmak istiyorum. Annemin aşuresi, eş dost arasında biraz meşhur olduğu için miktarımız biraz fazla siz bunun yarısını yapabilirsiniz.
Malzemelerimiz:(ortalama 70-75 kase çıktı)
1 kg aşurelik buğday
1 kg nohut
1 kg fasülye
1,5 su bardağı bulgur
1,5 su bardağı pirinç
13 su bardağı şeker 
400 gr. kuru incir
400 gr. kuru kayısı
500 gr. kuru üzüm
3 su bardağı haşlanmış mısır(yada konserve)
4 yemek kaşığı nişasta
1 litre süt
3 adet limon kabuğu rendesi
1 fiske de tuz
Aldığı kadar su

Süslemek için:
3 adet ayıklanmış nar
Kuş üzümü
hindistan cevizi
incecik çekilmiş fındık

Hazırlanışı:
1 gece önceden nohut, fasülye, buğday ıslatılır. 
Ayrı tencerelerde üzerini geçecek kadar suyla haşlanıp süzülür.(Zamandan kazanmak için düdüklü tencere kullanabilirsiniz)
Bulgur ve pirinci ayıklayıp 15-20 dakika kadar ıslatıp bekliyoruz.
Kayısı ve inciri küçük küpler halinde doğruyoruz. Islatıp 15-20 dakika bekletiyoruz.
Kuru üzümü de ıslatıp 15-20 dakika bekletiyoruz.
Bekledikten sonra kayısıyı üzümü inciri bol suyla yıkayıp süzüyoruz. Yıkayıp süzme işlemini bir kaç kere tekrarlıyoruz.
Haşlayıp süzdüğümüz buğdayı, pirinci, bulguru geniş bir tencereye göz kararı  su ilave edip,5 dakika kadar pişiriyoruz.
Üzerine nohut fasülye mısırı, göz kararı sıcak suyunu ilave edip, karıştırarak pişirmeye devam ediyoruz.
Piştikten sonra sütü ilave ediyoruz.
3 yemek kaşığı nişastayı suyla açıp içine ilave ediyoruz.
Şekeri azar azar ilave edip karıştırıyoruz. (şekeri damak tadımıza göre azaltıp çoğaltabiliriz)
Rendelenmiş limon kabuklarını da ilave ediyoruz.
Dibine tutmaması için 10-15 dakika karıştırarak pişirmeye devam ediyoruz.
Aşuremiz hazır .Servis kaselerimize alıp soğumaya bırakıyoruz.
İstediğimiz şekilde süslüyoruz.

Afiyet olsun. Sevgiler...

22 Kasım 2012 Perşembe

KEREVİZ SALATASI...

    Merhaba lezzet avcıları.
Bugün sizinle, bence çok güzel bir salata olan kereviz salatasının tarifini paylaşacağım. Bence dedim çünkü kereviz herkesin sevdiği bir sebze değildir. Kerevizi bizim evdekilere  en çok bu salatayı yaparak yedirebiliyorum.  Arada çaktırmadan saplarını çorbalara koyuyorum:))

İlla tadı güzel şeyleri mi yemeliyiz? Bazende sebzeleri meyveleri içinde bulundurdukları vitamin ve faydaları için de tüketmeliyiz dimi ama:)
Kereviz de onlardan biri içinde A-B-C vitaminleri ile başta fosfor olmak üzere çinko, bakır, mangan ve selenyum minarellerini  içerir.

Ayrıca bir çok hastalığa da çok iyi geldiği bilinir. Onlardan bir kaçını belirtmek isterim. Kandaki stres hormonunu azaltıp sinir yorgunluğuna çok iyi gelir. Vücudu kuvvetlendirir. İştah açıcıdır. Öksürüğü keser. Karaciğer şişliğini ve sarılığını giderir. Yüksek tansiyon, şekeri ve kolesterolü düşürür. Cilde tazelik ve parlaklık verir. Unutkanlığa karşı faydalıdır. Kısacası çok faydalı bir bitki. Sofralarımızda sıklıkla yer vermeliyiz. Kerevizin de şimdi tamda zamanı...
Malzemelerimiz:
2 adet orta boy kereviz
1,5 su bardağı yoğurt
2 yemek kaşığı mayonez(koymaya bilirsiniz de)
yarım su bardağı elle kırılmış ceviz
2 diş sarımsak
2 yemek kaşığı sıvı yağ
tuz, pul biber

Hazırlanışı:
Kerevizlerimizin kabuğunu soyuyoruz.
Rendeleyip karıştırma kabımıza alıyoruz, üzerine yoğurt, mayonez, ceviz ilave edip karıştırıyoruz.
Tuzunu sarımsağını ilave edip karıştırıyoruz.
Servis tabağımıza alıyoruz.
Üzerine 2 yemek kaşığı sıvı yağla beraber kızdırdığımız yağı serpiyoruz.
Salatamız hazır.

Afiyet olsun. Sevgiler.

20 Kasım 2012 Salı

ŞEHRİYELİ DOMATESLİ BULGUR PİLAVI...

    Merhaba, bugün size çok lezzetli aynı zamanda çok da besleyici bir pilav tarifim var. Bu pilav bizim evimiz de çok seviliyor. Sofrasında değişik tarifler arayanlar, akşam için hemen deneyebilir.
Malzemelerimiz:
2 su bardağı bulgur
1 su bardağı tel şehriye
1 adet orta boy kuru soğan
3 adet domates
3-4 adet yeşil biber
2 yemek kaşığı tereyağ
1 yemek kaşığı domates salçası
yarım çay bardağı sıvı yağ
3 su bardağı su
tuz, pul biber, nane

Hazırlanışı:
İlk önce soğanlarımızı yemeklik doğruyoruz.
Tenceremize alıyoruz. Şehriyemizi ilave ediyoruz.
2 yemek kaşığı tereyağ ve yarım çay bardağı sıvı yağla, güzelce karıştırarak kavuruyoruz.
Salçamızı ilave ediyoruz.
Yemeklik küçük küçük doğradığımız yeşil biberleri de ilave ediyoruz.
Kabuğu soyulmuş yemeklik doğradığımız domatesleri de ilave ediyoruz.(Domatesle biber yerine, kış hazırlıkları için yaptığımız menemenden 3-4 kaşık koyabilirsiniz)
Kavurmaya devam ediyoruz.
Bulgurumuzu da ilave edip suyunu, tuzunu baharatlarını koyup karıştırıyoruz.
Kapağını kapatıyoruz. Kaynamaya başladıktan sonra ateşin altını kısıyoruz. 
Bulgurlarımız pişene kadar pişiriyoruz.

Afiyet olsun. Sevgiler..

16 Kasım 2012 Cuma

HEİDELBERG-HEİLBRONN/ALMANYA

Merhaba, Almanya seyahatimiz de en son Ludwigsburg Sarayı gezimizi anlatmıştım, sıra geldi Heidelberg 'i benim izlenimlerimle anlatmaya. Almanya'da en çok beğendiğim yerdi diyebilirim. Şehri ikiye bölen Neckar nehri, sarayı ve doğal güzelliğiyle adeta tablo güzelliğinde bir kent Heidelberg. Ayrıca Almanya'nın en romantik şehri diye bilinmektedir.
                                     Almanya'nın en eski üniversitesinin bulunduğu şehirdir.
           Şehrin en önemli tarihi yapısı olan saray, günümüzde çoğu bölümü yıkılmış olarak bulunmaktadır.


                                                             Sarayın arka bahçesinden bir görünüm...
                                                  Sarayın üst bahçesinden Heidelberg de batan güneş manzarası...
Şehrin Neckar üzerinde bulunan, 1248 de inşa edilmiş olan köprüsü Carl Theodor Brücke' köprüsüdür. Halk arasında Eski köprü diyede adlandırılıyormuş.

                Sıra geldi sevgili Amcamların ve kuzenlerimin yaşadığı şehir olan Heilbronn 'u anlatmaya...
                                                    Neckar nehri burada da şehrin ortasından geçiyor...

Neckar nehrinin üstünde ki bu köprüde şöyle bir inanış var. Dileği olan bu alana, dileğini tutup asma kilit takıyor...
Heilbronn'un en önemli kaynağı bağcılıktır. Şehrin biraz dışına çıktığınızda her yerde üzüm bağları görebilirsiniz.
                                                                        Bağların yakından görünüşü...
 Sevgili kuzenim Cevriye ve eşi Uğur'un Heilbronn Abstatt 'da, İtalyan yemeklerinin sunulduğu şirin mi şirin restoranları La Grappa..
                                                                   Restoranın iç kısmından bir görünüm...
     Restoranın güzel ve ferah terası.. Güzel havalarda bütün misafirlerini burada ağırlıyorlar...

Bu bölgede restoranlar yemek saatlerinde açık diğer saatlerde kapalı. Bizim hiç alışık olmadığımız bir uygulama..

Almanya seyahati notlarıma son verirken, bizi en güzel şekilde ağırlayan Sevgili kuzenim Cevriye ve eşi Uğur'a Sonsuz teşekkürlerimi sunarım...
Sevgili amcam ve yengeme bahçelerinde bizler için verdiği mangal davetleri içinde sonsuz teşekkürler...
Unutmadan Ludwisburg sarayı ziyaretinde, rehberi bize tercüme eden sevgili kuzenim İrfan'ada teşekkürler...

Sevgiler.....

14 Kasım 2012 Çarşamba

EZO GELİN ÇORBASI...

   Merhaba lezzet avcıları, artık malum havalar iyice soğumaya başladı. Bu soğuk havalarda içinizi ısıtacak mis gibi, köy kokulu bir çorba tarifim var:)Kendisi bizim evin en sevilen çorbasıdır. Onun için ölçüsü size fazla gelebilir, siz yarısını yapabilirsiniz.
Malzemelerimiz:
 2 çay bardağı kırmızı mercimek
1 çay bardağı bulgur
1 çay bardağı pirinç
1 adet orta boy kuru soğan
1 yemek kaşığı biber salçası
1 yemek kaşığı domates salçası
yarım çay bardağı sıvı yağ
3 litre su
tuz,nane,pul biber

Hazırlanışı:
İlk önce yemeklik küçük küçük doğradığımız soğanlarımızı sıvı yağ ve salçayla güzelce karıştırarak kavuruyoruz.
Daha sonra üzerine ayıklayıp yıkadığımız mercimek, bulgur, pirinç üçlüsünü koyup karıştırıyoruz.
3 litre kadar su ilave edip orta hararetli bir ocakta pişmeye bırakıyoruz.
Elinizin altında varsa, arzuya göre et suyu tableti ilave edebilirsiniz.
Piştikten sonra tuzunu, nanesini, pul biberini ilave edip güzelce karıştırıp, altını kapatıyoruz.
Sıcak sıcak servis ediyoruz.
Afiyet olsun. Sevgiler...

12 Kasım 2012 Pazartesi

TİRAMİSU...

     Merhaba bugün sizinle İtalyan mutfağının en güzel tatlısı olan tiramisunun tarifini paylaşacağım. Tiramisu kahve sevenlerin çok beğendiği bir lezzet. Yoğun kahve tadı olduğu için herkes sevmeyebilir. Bizim ailede de  durum biraz karışık:) Annem hiç ağzına sürmüyor, babam için eh işte, kardeşlerimin ve yeğenlerimin yarısı bayılıyor diğer yarısı da eh iştecilerden. Bense sevenlerdenim. Bu tiramisuyu da  hamile olan kız kardeşimin isteği üzerine yaptım.
Malzemelerimiz:
1 adet hazır pandispanya kakaolu veya sade (pasta altı)
2 su bardağı sıcak su
4 tatlı kaşığı neskafe 
2 yemek kaşığı toz şeker

Kreması için:
4 su bardağı süt
1 paket labne peyniri(300 gr.)
3 Türk kahve fincanı şeker
3 Türk kahve fincanı un
1 yumurta

Üzeri için:
1 tatlı kaşığı kakao
1 tatlı kaşığı Türk kahvesi

Hazırlanışı:
İlk önce kremamızı hazırlıyoruz..
Labne peyniri hariç diğer malzemelerimize azar azar sütü ilave edip tel çırpıcı ile karıştırıyoruz.
Kaynayana kadar sürekli karıştırarak pişiriyoruz.
Kremamız ılıdıktan sonra labne peynirini ilave ediyoruz.
Mikserle güzelce çırpıyoruz.
Kekimizin tek katını, 2 su bardağı sıcak su ve 4 tatlı kaşığı neskafe, 2 yemek kaşığı toz şekerle karıştırıp hazırladığımız karışımın yarısıyla ıslatıyoruz.
Hazırladığımız kremanın yarısından biraz azını üzerine güzelce yayıyoruz.
Kekin diğer katını kapatıp, kalan naskafe ile ıslatıyoruz.
Kalan kremamızla her yarini güzelce sıvıyoruz.
Üzerine 1 tatlı kaşığı kakao ve Türk kahvesi karışımını çay süzgeci eliyoruz.
Buzdolabında yaklaşık bir saat dinlendiriyoruz.
Daha sonra dilimleyip servis ediyoruz.

Afiyet olsun.Sevgiler....

8 Kasım 2012 Perşembe

KIYMALI LAZANYA....

    Merhaba lezzet avcıları, bugün sizinle  makarna sevenlerin çok sevdiği lezzetlerden  biri olan, lazanyanın tarifini paylaşacağım. Lazanya bizim evde de çok seviliyor. Kalorisi biraz fazlaca olduğu için sık sık yapamıyorum.. Geçen gün ablam, bir kıymalı lazanya yap da gelip yiyelim deyince, yapmak şart oldu. Koca tepsi hemencecik bitti zaten:))
Malzemelerimiz:
1 paket lazanya(500 gr.)
400 gr kıyma
2 adet orta boy kuru soğan
3 büyük boy domates
4-5 adet yeşil biber
1 yemek kaşığı salça
3-4 yemek kaşığı sıvı yağ
tuz,pul biber

Beşamel sos için:
2 yemek kaşığı tereyağ
4 yemek kaşığı un
5 su bardağı süt 
tuz

Üzerine serpmek için 2 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri

Hazırlanışı:
İlk önce kıymalı harcımızı hazırlıyoruz.
Kuru soğanları yemeklik doğrayıp sıvı yağ ve salçayla hafif kavuruyoruz.
Üzerine küçük küçük doğradığımız biberlerimizi de ilave ediyoruz.
Daha sonra kabuğu soyulmuş küp küp doğranmış domateslerimizi de ilave ediyoruz.
En son kıymamızı da koyup güzelce kavuruyoruz. Tuzunu pul biberini ilave ediyoruz.
Beşamel sosumuzu hazırlamaya başlıyoruz. Geniş bir tencerede tereyağımızı eritiyoruz.
Unumuzu ilave edip hafif kavuruyoruz. 5 su bardağı sütü azar azar ilave ediyoruz. Tuzunu da ekliyoruz.
Topak topak olmaması için tel çırpıcı yardımıyla kaynayana kadar pişiriyoruz.
Sonra dikdörtgen borcam tepsimize alt sırasına hazırladığımız kıymalı harçtan 3-4 yemek kaşığı koyup güzelce yayıyoruz.
Üzerine bir kat lazanya diziyoruz.

Üstüne beşamel sos sürüp her yerine güzelce yayıyoruz.

Onunda üzerine tekrar kıymalı harçtan koyup her yerine eşit dağıtıyoruz.

Aynı işlemleri lazanyalar bitene kadar tekrarlıyoruz. En son katın lazanyasını dizdikten  sonra üzerine kalan bolca beşamel sosu güzelce yayıyoruz.
180 derecede ayarladığımız fırınımızda yaklaşık 20 dakika kadar pişiriyoruz.
Daha sona fırından çıkarıp,her yerine eşit rendelenmiş kaşar peynirini serpiyoruz.
Tekrar fırına veriyoruz. Üzeri kızarana kadar pişiriyoruz.

Sıcak halde dilimleyip servis ediyoruz.

Afiyet olsun. Sevgiler...

7 Kasım 2012 Çarşamba

SÜRPRİZ HEDİYE KURABİYELERİM...

    Merhaba, geçen gün kapım çaldı, gelen kargo görevlisiydi. Ama benim beklediğim bir siparişim yoktu. Kargo paketini açtığımda bu şık kutuyla karşılaştım. Kutuyu açtığımda da içinden aşağıdaki şirin mi şirin lezzetli mi lezzetli kurabiyeler çıktı.
 Daha önce bir arkadaşımın doğum günü için sevgili blog arkadaşım Puantiye'ye doğüm günü konseptli kurabiye siparişlerim olmuştu. Arkadaşım ve doğum günündeki misafirleri hem tadını hem görüntüsünü çok sevmişlerdi. Bayram öncesi sosyal paylaşım sitesindeki sayfalarında paylaştıkları bir fotoğrafa  yorum yapmıştım. O yorumum bana bu kurabiyeleri kazandırmış.
                                     Tamamen sürpriz oldu.  Bizde afiyetle yedik. Çok çok teşekkür ediyorum.
Sevgili Puantiye'nin birbirinden çeşitli, şık diğer modellerini görmek için tık tık ...

Sevgiler...

GÜRCİSTAN USULÜ CEVİZLİ PATLICAN SARMA...

  Merhaba, hatırlarsanız geçen haziran ayında çok güzel bir Karadeniz turu yapmıştık. (aah...  zaman bulabilirsem notlarımı,  fotoğrafları da paylaşacağım) Gürcistan/Batum'da  bir gece konakladık. Gürcü gecesi eğlencesine katıldık. Bu mezeyi de ilk orada yemiştim. Herkeste çok beğenmişti. O gün bugün aklımda mutlaka denemeliydim. Dün nihayet yapabildim. Evdekilerde çok beğenince sizinle de paylaşayım istedim. Buyurun bakalım:))

Malzemelerimiz:
4 adet orta boy patlıcan
1 su bardağı ceviz
1 çay kaşığı kişniş
1 çay kaşığı safran
1 çay kaşığı sirke(ben elma kullandım)
1 çay kaşığı nar ekşisi
2-3 diş sarımsak
tuz

Hazırlanışı:
Patlıcanları güzelce yıkadıktan sonra, uzunlamasına dilimliyoruz.
Yarım saat kadar tuzlu suda bırakıyoruz.
Daha sonra kağıt havlu yardımıyla güzelce kuruluyoruz.
Sıvı yağda güzelce altlı üstlü kızartıyoruz.
Diğer tarafta ince çekilmiş cevizleri genişçe bir kaba alıyoruz. İçine tuzu ,safranı,kişnişi,ezilmiş sarımsağı, sirke ve nar ekşisini ilave edip güzelce karıştırıyoruz.
Bu karışımdan 1 tatlı kaşığı kadar patlıcanların içine koyup güzelce sarıyoruz.
Servis tabağımıza alıyoruz.

Afiyet olsun. Sevgiler...

6 Kasım 2012 Salı

FIRINDA BEŞAMEL SOSLU KARNABAHAR...

Merhaba, artık kış kendini iyice göstermeye başladı. Kış sebzeleri, reyonlarda yerlerini çoktan aldı bile.. Bizim mutfağımızda  yaz sezonunu kapatıp kışa geçti. O yüzden kışa karnabaharla merhaba demek istedim. Karnabahar, her ne kadar pişerken sevimsiz bir koku yaysa da, tam bir vitamin deposudur. Sevgili anneler, karnabahar yemeyen miniklerinize bu tarifimi yapıp yedirebilirsiniz. Emin olun çok sevecekler. Test edildi, tarafımdan onaylandı:))) Benim 3 yaşındaki yeğenim Asya çok severek yedi. Sizlerin de beğenisine sunuyor şimdiden kış günlerinizde sıcak sofralar muhabbetler diliyorum.
Malzemelerimiz:
1 orta boy karnabahar
2 adet orta boy kuru soğan
250-300 gr. kıyma
1 yemek kaşığı salça
3-4 yemek kaşığı sıvı yağ
tuz,pul biber

Beşamel sosu için:
2 yemek kaşığı tereyağ
3 yemek kaşığı un
4 su bardağı süt
tuz,
Üzeri için yaklaşık 2 su bardağı kadar rendelenmiş kaşar peyniri

Hazırlanışı:
İlk önce karnabaharımızın  çiçeklerini çok küçük olmamak kaydı ile birbirinden ayırıyoruz.
Güzelce yıkıyoruz. Üzerini geçecek kadar suyla çok dağılmadan haşlayıp,süzüyoruz.
Karnabaharımız haşlanırken kuru soğanlarımızı yemeklik küp küp doğruyoruz.
3-4 yemek kaşığı sıvı yağ ve 1 yemek kaşığı salçayla hafif kavuruyoruz.
Kıymayı da ilave edip güzelce kavuruyoruz. Tuzunu pul biberini de ilave ediyoruz.
Haşlanan karnabaharlarımızı borcam tepsimize diziyoruz. Üzerine hafifçe tuz serpiyoruz.
Hazırladığımız kıymalı harcı her tarafına eşit bir şekilde dağıtıyoruz.
2 yemek kaşığı tereyağımızı geniş bir tencerede eritiyoruz.
Üzerine 3 yemek kaşığı un ilave edip hafif kavuruyoruz.
4 su bardağı sütü azar azar ilave ediyoruz.
Topak topak olmaması için tel çırpıcı kullanıyoruz.
Kaynayana kadar sürekli karıştırıyoruz.
Piştikten sonra sıcak halde, kıymalı harcın üstünü kaplayacak şekilde güzelce döküyoruz.
En son olarak rendelenmiş kaşarı her tarafına eşit miktar da serpiyoruz.
180 derece ayarladığımız fırınımızda üzeri kızarana kadar pişiriyoruz.
Sıcak servis ediyoruz.

Afiyet olsun.Sevgiler..

5 Kasım 2012 Pazartesi

LUDWİGSBURG SARAYI/ALMANYA...

Merhaba, bugün biraz fırsat bulmuşken gezi notlarımda kaldığım yerden devam edeyim. En son Almanya 'da Sinsheim Müzesine yaptığım ziyareti anlatmıştım. Sıra geldi Ludwigsburg Sarayı'nda yaptığımız ziyareti  benim izlenimlerimle anlatmaya...
Baştan söyleyeyim  sarayı ve bahçelerini rahat rahat gezmek için en az yarım güne ihtiyacınız var.
Sarayın içini bile, rehber eşliğinde 2 saatte tamamlayabildik. İçeride fotoğraf çekmek yasak olduğu için maalesef  görüntü yok. Sarayın içindeki tiyatro ve kilise bölümü o kadar güzeldi ki size göstermek isterdim:(  
                         Burası park alanından saraya giden yol. Ne kadar güzel sizce de öyle değil mi?

Ludwigsburg Sarayı 18.yüzyılda inşa edilmiş. O dönemin en iyi sanatsal başarılarından biri olarak ilan edilir. Saray Avrupa'nın en etkileyici ve geniş barok komplekslerinden biridir.
                                                                                   Sarayın avlusu...

                               Karşı terastan sarayın görünümü.. Bu avluda ne törenler yapılmıştır. Kim bilir?
                          Sarayı  gezerken ,sarayın bahçesinde ki  bir düğüne de çok kısa tanıklık ettik:)))
                                                           Sarayın bahçesinin aşağıdan görünüşü...
                                                            Sarayın bahçesinin saray içinden görünüşü...
                                                                 O döneme ait orijinal atlı araba..
       Bu fotoğrafta görünen ek saray daha sonradan yapılmış. Yapılma amacı o zamanlar yani 18.yüzyılda sarayların içinde çok yoğun insan trafiği varmış. İşçiler, uşaklar, elçiler, bekçiler, sanatçılar gelen giden oldukça fazlaymış. Düşesler de bu durumlardan rahatsız olup kendilerine bu özel sarayı yaptırmışlar. Burası sadece özel insanların girebileceği görevlerden ve protokolden uzak bir saraymış.
 Sarayın bahçelerinden birinde her sene farklı bir konuda sergi düzenleniyormuş. Bu senenin konusu İsviçre'ydi
Biz gezimizi yaparken Kürbıs Ausstellung Schweız Total kabak sergisi için hazırlıklar son sürat devam ediyordu..
                                                        Kabaktan heykeli yapılmış bir İsviçre çakısı....


    Sarayın alt bahçelerinden birinde çok güzel bir masal bahçesi var. İnsanın burada çocuk olası geliyor. Masal bahçesi 1959 yılında yapılmış. Yapılış amacı içinde bulunan aktivitelerle çocuklara ulaşıp onlarla birlikte yetişkin ziyaretçileri de saraya çekmek. O zamanlarda sarayı pek ziyaret eden yokmuş, onun için böyle bir çözüm üretmişler. Gayette işe yaramış görünüyordu sarayın en kalabalık ve canlı kısmı bu taraftı:)
       Küçük teknelerle bu suyu takip ederek, parkın muhteşem güzelliğini görüp, evlerin altından geçiyorsunuz.
                                                                                Hansel ve Gratel masalındaki cadının evi...
                                                                               Ne kadar güzeller değil mi? 
                                                                                 Ali baba ve kırk haramiler...


                                              Ve günün son pozu.. Bizim yakışıklılar, Onlar çocuktan daha çocuk:)))

Almanya seyahatimizin notları bitmedi. Devamı fırsat buldukça...
Sevgiler...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...