7 Mart 2013 Perşembe

KARADENİZ TURU-RİZE/FIRTINA/AYDER YAYLASI...

Merhaba gezi notlarımda en son  Karadeniz turu kapsamında yaptığımız Yente yaylası ve Uzungöl'ü anlatmıştım sıra geldi Rize, Fırtına Vadisi ve Ayder yaylasını benim gözümden anlatmaya.. 
                        İlk önce Rize merkezde küçük bir tur attık. Merkezde ki Atatürk heykeli.....
Daha sonra Rize Gündoğdu'da bulunan Türkiye'nin en büyük Rize bezi satış mağazası olan Zaimoğlu' nu gezdik. Alışverişler yapıldı. 
Rize bezinin asıl ismi Feretiko'dur. Rize bezi hint kenevirinden yani kendir ipiyle el dokuma tezgahlarında dokunur. Rize bezi yüzyıllar önce Rize'ye  Kuman Türkleri tarafından getirilmiştir. Rize' de el tezgahlarında üretilmesinden dolayı Rize bezi olarak adlandırılmıştır. 
                                                            Rize bezi el dokuma tezgahları..
Kenevir bitkisinin yapısından kaynaklanan ter çekme özelliği nemli olan doğu Karadeniz'de vaz geçilmez bir şekilde iç gömlek olarak kullanılır. Rize bezi oldukça çeşitli ürünlerde de kullanılıyor. Örneğin masa örtüleri, yatak örtüleri, yöresel kıyafetler vs. gibi.
Rize bezinden yapılmış çantalar...

                                                       Rize bezinden yapılmış örtüler...
                                                             Rize bezinden yapılmış sepetler..
                                                  Rize bezinden yapılmış gömlekler...
                                                   Ev tekstiline örnek bir yatak örtüsü...

Rize bezi üzerine işlenmiş kanaviçeli örtü örnekleri...
Olur da yolunuz  Rize tarafına düşerse yerinde gidip Rize bezinden yapılmış daha çeşitli örnek ve modelleri görebilirsiniz.
Rize Çamlıhemşin tarafında kadınların baş  bağlamasından bekar yada evli olduğunu anlayabilirsiniz.
Yukarıdaki model evli kadınların baş bağlama şekli...
Bu şekilde bekar kızların bağlama modeli....
Mankenler üzerinde bizim için bu bağlama şekillerini uygulayan Ayşe hanıma buradan tekrar teşekkürlerimi sunarım...
Daha sonra Çamlıhemşin'de Fırtına vadisinde bir geçide hakim olan Zil Kale' yi geziyoruz.
Zil Kale vadiye hakim bir tepe üstüne kurulmuş. 
  Zil Kale'den Fırtına manzarası...
Daha sonra Palovit şelalesini doğru yol alıyoruz. Palovit şelalesi Kaçkar dağları milli parkı içinde bulunan tabiat güzelliklerinden biridir.
         Şelale sesi o kadar huzur verici ki saatlerce orada kalıp bu sesi dinleyebilirdim....


Fırtına vadisindeki kemer köprülerden birinin yanında fotoğraf molası için duruyoruz.

Fırtına Vadisi ve deresi...
Bu kadar yer gezince doğal olarak acıktık.. Akşam kalacağımız otelin restoranında yemek molası verdik.. Doğu Karadeniz'in en meşhur yemeklerinden biri olan karalahana yemeğinden  yedik..
Buda peynir eritmesi, Karadeniz'e özgü Peynir ve tere yağından yapılıyor...
Bu bölgeye özgü kırmızı benekli alabalık. 
Nefis karalahana sarması...
    Kapanışı laz böreğiyle yani muhallebili baklavayla yapıyoruz...
             Daha sonra Ayder Yaylası'na doğru yol aldık...
Ayder yaylası Doğu Karadeniz'in turizm cennetlerinden biri,  aynı zamanda Milli Park. Kaplıcası ile sağlık turizmi, Kaçkar zirvelerine yakınlığıyla dağcılık ve avcılık turizmine de çok elverişlidir. Kış sporları içinde çok uygundur.
Ayrıca çok faydalı kaplıca sularına sahiptir. Öncelikle romatizmal hastalıklarda son derece şifalı etkiye sahiptir. Ayrıca ülser, gastrit, bağırsak tembelliğini giderdiği gibi lipid ve kolesterol seviyesini düzenleme özelliği vardır. Yara tedavisinde ve kapanmayan yaraların iyileşmesinde etkili olduğu bilinmektedir. Kadın hastalıkları konusunda fevkalade bir etkiye sahiptir. Göz hastalıkları çok kuvvetle fayda görülen bir başka özelliğidir.
Ayder ziyaretimizi tamamlamış aracımıza giderken birden sis bastırmasın mı? Ben bu durumu daha önce bir çok yaylada gördüğüm için pek yadırgamadım. Ama ilk defa gören arkadaşlarım çok şaşırdı. Birden göz gözü görmez oldu. Bu hal yaylalarda çok sık rastlanan bir durumdur birden sis çöker bakarsın birden de gider. 
Daha sonra akşam kalacağımız otelimize yerleştik. Dere otel Fırtına deresinin tam kenarında mis gibi bir otel. Otelin en büyük özelliği tamamen yöreye özel ahşapla inşa edilmesi. Ahşap orijinal haliyle saklanmış üzerinde herhangi bir cila yok. Zaten otele girdiğinizde mis gibi ahşap kokusunu alıyorsunuz. Son derece güler yüzlü ilgili bir sahibi ve personeli var.
Sabaha kadar derenin şarıl şarıl sesiyle mis gibi bir uyku çektik.
                     Otelin bir özelliği de odalar numaralarla değilde çiçek isimleriyle adlandırılmış.
    Kaldığımız odadan bir görünüm...
Rize'ye gideriz de çay bahçesi görmez miyiz? Otelimizin hemen yanındaki çay bahçesinden bir görünüm..
 Daha sonra Artvin'e doğru yol alıyoruz.

Devamı var :))

3 yorum:

  1. süper valla benimde görmediğim ve görmeyi çok istediğim yerlerden inşallah bu yıl içinde planlarımda var tabi bir aksilik olmazsa

    YanıtlaSil
  2. Muhteşem paylaşım. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. kırmızı pullu alabalığı dereden tutar, balığı yemez yağına batırıp doyardık o kadar lezzetli bir varlık bu :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...